“Her deli cesur olmaz, deliler korkak da olabilirler. Delilikte yaratıcılık, öteyi görebilmek vardır, ama cesur bir deli bunların hepsini bir araya getirerek analiz yapandır”
Türkel Minibaş’ın Vikipedi’den aldığım yukarıdaki sözü kendisini ne kadar iyi tanımlıyor…
Bir gurup öğrencinin İstanbul Üniversitesi’ni basıp terör estirdiği sırada ders verdiği amfinin kapısını tutup öğrencilerine zarar gelmesini tek başına engelleyen de kendisiydi; doçent olma sınavı sırasında, jürinin çıkardığı tüm zorlukları; geri adım atmadan göğüsleyen ve bundan başarıyla da çıkan kendisi…
1953 yılında İstanbul’da doğan Türkel Minibaş, lise öğrenimi sırasında AFS ile gittiği ABD dışında, yaşamının tamamını bu kentte geçirdi.
Daha çocukluğunda yerinde duramayan, araştıran, üreten, paylaşan kişiliği dikkat çekmiş; bu dönemde iki yıl süren Fatih Şehir Tiyatroları oyunculuğunun da kazandırdığı becerilerle hayatını dolu dolu yaşamayı başarmıştır.
Parlak bir akademik kariyer, Cumhuriyet Gazetesi’nde köşe yazarlığı, basılan kitapları, kurucusu olduğu çok sayıda toplumsal amaçlı vakıf, çocuk ve kadın hakları mücadelesi veren kurumlarda yöneticilik, paneller, konferanslar, mitingler ve onu daha da eşsiz kılan ÇYDD Genel Başkan Yardımcılığı sırasında ülkemizin çağdaşlaşmasına yaptığı katkılar ve de daha nicesi; bu doluluğu oluşturan şeylerdir.
ÇYDD nedeniyle yollarımız kesişti; bazı etkinliklerde birlikte yer aldık. Onu bire bir tanıma şansı elde ettim; enerjisi, coşkusu, çevresinde yarattığı olumlu hava karşısında; gıyaben yaptıklarından dolayı duyduğum hayranlığım bir kat daha arttı.
Mide kanseri, olgun döneminde onu yaşamdan koparıp aldı; bundan altı sene önce… “Ben ne zaman öleceğimi biliyorum” diyen, cesurluğunu ölümünü karşılamada da gösteren Sevgili Türkel Minibaş, son nefesine kadar üretmeye devam etti…
ÇYDD Fatih Şubesi, üyesi olan Sevgili Türkel Minibaş’ı, her sene aramızdan ayrıldığı gün anmakta, hatıralarını tazelemekte; Fatih Kız Lisesinden de arkadaşları olan şube üye ve yöneticileri onu ne kadar sevdiklerini bir kez daha göstermektedirler.
Bu sene 6 Şubat’ta İstanbul’da olmamız bu anmaya katılmamıza vesile oldu. Etkinliğin onur konuğu annesinin metaneti hepimizi derinden etkiledi. Eminim, herkes hakkında harika şeyler söylerken; o, muhteşem gülümsemesiyle bizleri “Göz Ucu”yla süzüyordu.
Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da anısı bize rehber olsun…
Sonsuza yolculuğu sürsün ışıklar içinde!..
Dr. Nedim İnce
Mersin / 10. 02. 2015






Son yorumlar