preload preload preload preload

İçimi Isıttı


14th Ocak 2020 Genel 0 Comments

İÇİMİ ISITTI

Yeni yıl hiç de keyifli başlamadı, ölüm, ateş, kan kol geziyor dört bir yanda.

Yoksulluk ve yoksunluk da sahneden eksik kalmıyor. İşsizliği dayanılmaz ağrısı, ödenemeyen borçların utancı, karşılanamayan en doğal gereksinimlerin yoksunluğu…

Hayat buz gibi, soğuklarda yanmayan sobalarla daha da buz…

Ama içimizi ısıtan her zaman bir şeyler vardır; aşağıdaki kısa öyküde olduğu gibi…

Hepimiz zaman zaman yaşamışızdır; içimiz daralmaktadır, keyfimizi yerinde değildir, hani neredeyse “Nasılsın” sorusu bile bize küfür gibi gelir; sizin anlayacağınız hiç de havanızda değilsinizdir.

İşte tam o anlarda minicik bir şey olur; sıcacık bir gülümseme, güzel bir kuş sesi, bir çocuk kahkahası ne bileyim öyle bir şey işte… O an keyfiniz yerine gelir, içiniz ısınır; tüm kederiniz o rüzgara kapılıp gider.

Anlatacağım öyle bir şey işte.

Bir Pazartesi sabahı, kendimi yataktan adeta spatulayla söktüğüm bir Pazartesi… Neden bilmiyorum ama hiç havamda değilim. Bırakın işe gitmeyi hayatın içine bile hiç giresim yok…

İş beklemez; düştüm yola. Trafikte her şey batıyor bana. Bildiğim güzellemeler bir bir dökülüyor ağzımdan.

O gün çalışacağım polikliniğe yaklaştıkça “bugün ben de yandım, hastalar da” diye geçiriyorum içimden.

Poliklinik kentin kıyısına yakın bir kısımda yer alıyor. Kentin yuttu yutacak bir köy yolunun devamı olan geniş bir caddenin üzerinde; ayaktan tanı ve tedavi merkezi.

Her zaman yaptığım gibi arabayı park ettikten sonra marketin yolunu tuttum günlük gazeteyi almak için. Karşıya geçerken önümde bir araç durdu.

İşte o sırada içimi ısıtan, benim günümü kurtaran, o gün muayene ettiğim hastalara da yansıyan o güzel anı yaşadım.

Olayın kahramanları, Anadol marka eski bir kamyonetin içindekilerle kasasında yolculuk etmiş olanlardı. Kamyonetin erkek sürücüsünün yanında bir kadın ve küçük bir kız oturuyordu. Sürücünün badanacı olduğunu boya lekeleri olan gömleği ele veriyordu. Eşi olması kuvvetle muhtemel kadının giydiği fistan bir eve temizliğe gittiği düşüncesi yarattı bende. Küçük kızın okul forması zaten her şeyi açıklıyordu. Yüzlerinde ki ifade biraz düşünceliydi. Ne de olsa rızıklarını kazanmak için ailece yola düşmüşlerdi ve gün içinde nelere yaşayacaklarından pek emin değillerdi.

Bunlar aklımdan geçerken gözüm kamyonetin kasasındaki bir kadın ve kıza takıldı. İkisi de bayramlık elbiselerini giymiş gibiydi. Ne yapacaklar demeye kalmadan kasadan indiler. Yüzlerinde minnetle beslenmiş bir gülümsemeyle sürücüye ve eşine teşekkür edip karşı polikliniğe yöneldiler

Anne kızın bu davranışı erkeğin ve karısının yüzündeki düşünceli ifadeyi silip attı. İçimi iliklerime kadar ısıtan öncelikle sürücünün ve karısının kendilerine edilen teşekkürleri içten bir gülümseyişle karşılamaları oldu. Neredeyse eş zamanlı olarak da gözlerinin içine kadar yansıyan bu ifadede derin bir insan sıcaklığını hissetmem ise bunu besledi, güçlendirdi.

Anne kız tarafından edilen teşekkür, köyden polikliniğe kadar getirilmelerine dair olmaktan çok daha derin anlamlar taşıyor olmalıydı ki erkeğin ve ailesinin de bu kısa anı gülümsemeleri ve içten el hareketleri ile zenginleştirmesi beni bu kadar etkilemişti.

İçimi ısıtan şeyin, bu kısa anda gözlediklerimin gülümsemelerin temsil ettiği; insanların sıcaklığını, içtenliğini bana anımsatmış, duyumsatmış olması ve iç dünyalarını çekincesiz bir şekilde sergilemelerinin gücünü hissetmiş olmamdı…

Bir anda için içime sığmadı. Büyük bir neşeyle girdiğim poliklinikte bunu karşılaştığım mesai arkadaşlarıma bulaştırdım. Tabii ki hastalarım da bundan mahrum kalmadı…

Kötü başlayan gün keyifli bir şekilde devam etti…

Dr. Nedim İnce

14. 01. 2020 / Altınoluk

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email