Sizler bu satırları okurken ilk çığlığımın üzerinden
dünya güneş etrafında altmış altı turunu bitirdi. Altmış yedinciye doğru devam
ediyor.
Hayatı almış altıya bağladım sizin anlayacağınız.
Küçük bir ova köyünde, küçük bir çiftçi ailenin, ilk
çocuğu olarak başlayan hayatım, bana eklenen dört güzel kardeşimle bugüne kadar
geldi. Dedelerim, babaannem ve babam yolculuğun bir yerinde, kendi sonsuz
yolculuklarına doğru yola devam ediyorlar.
Yaş ilerlerken yollarımın kesiştiği çok sevdiğim arkadaşlarımın
bazıları da sonsuz ...
Devami oku.. »
Ülkemizde üç aydır gündemin birinci maddesi olan genel
seçimler sona erdi. Seçim birçok şeyler arasında yapılmış olmakla birlikte;
siyasi sonuçları hayata daha açık yansıyacak tek adam rejimi olan cumhurbaşkanlığı
(başkanlık) sistemi ile güçlendirilmiş parlamenter sistem arasında oldu.
Ülkemiz seçmenleri bu seçimde tam ortadan ikiye bölündü.
Yarısından biraz fazlası cumhurbaşkanlığı (başkanlık) sistemini tercih ederken,
yarısından biraz azı parlamenter sistem yönünde oy kullandı. Cumhurbaşkanlığı
seçiminden çok, bir rejim seçimi ve ...
Devami oku.. »
Michelangelo'ya
sormuşlar,
“Nasıl böylesine güzel heykeller
yapabiliyorsunuz?” diye.
O da Cevap vermiş : “ O güzellikler zaten
taşın içinde var, ben sadece fazlalıkları atıyorum”.
Farkındayım, seçimlerimiz
üzerine yazdığım bu üçüncü yazı olacak. Bir üçleme olarak kabul edin diyeceğim
ama korkarım bunu dördüncüsü belki de beşincisi takip edecek.
Seçimlerimizin
hepsi önemlidir bazıları ise daha önemli…
Önemli
seçimler sürecindeyiz iki ayı geçkin bir zamandır.
İki turlu bir seçimin ilk turu geçti, birkaç gün sonra ikinci ...
Devami oku.. »
‘Yönümüzü
belirleyen bu büyük seçimde’,
yönümüze karar vereceğiz ve her zaman olduğu gibi kişisel seçimimizin toplumsal
sonuçlarını hep birlikte yaşayacağız.” diye bitiyordu son yazım, 14 Mayıs
seçimleri öncesi yayımlanan…
Gerek meclis seçimlerinde, seçim sistemi nedeniyle bir
taraf için mecliste çoğunluk sağlanmış olsa da, bir birine üstünlük
sağlayamayan oran…
Gerekse cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde elliye yakın
olsa da seçimi ilk turda bitirmeye yetmeyen iki oran…
Toplumun, yönünü belirlemede neredeyse yarı ...
Devami oku.. »
Yazı başlığı Shad Helmstetter’in kitabının adından
alındı. Yazar kitabının bir yerinde “Bazı
insanlar yakınarak yaşamayı seçerlerken bazı insanlar da yaşamayı seçerler. Bir
sorununuz olduğunda seçim yapmaktan kaçmayın. Seçim yaparsanız kendinizi daha
iyi hissedersiniz. Unutmayın ki yönümüzü
belirleyen büyük seçimlerimiz, varacağımız noktaya bizi ulaştıran ise küçük
seçimlerimizdir.” demektedir.
Hayatımız boyunca
sürekli kararlar vermek zorundayız. Gerek dışarıdan gerekse içeriden,
bedenimizden, gelen uyarılar bizi
sürekli ...
Devami oku.. »
Her şey arka
ayaklar üzerine kalktığımızda başladı.
Etrafımızı dört bir yandan daha rahat görür olduk. Bu şekilde artan duyumları
işlemek, yorumlamak ve karar vermek için beynimiz daha fazla çalışmak zorunda
kaldı ve mecburen büyümeye başladı. Kafatasında sıkışan beynimizin imdadına, ön
ayaktan ele evirilen ellerimiz yetişti. Besinleri ellerimizle toplamakla
kalmadık, onları küçük parçalara ayırarak çenenin yükünü azalttık. Yükü azalan
çene küçüldü ve büyüyen beynimize yer açtı.
Ellerimiz
beynimizi büyüttü, beynimiz ellerimizi ...
Devami oku.. »
“Öyle bir yerdeyim ki/
Ne karanfil ne kurbağa/ Bir yanım mavi yosun/ Dalgalanır sularda/ Dostum dostum/
Güzel dostum/ Bu ne beter çizgidir bu/ Bu ne çıldırtan denge/ Yaprak döker bir
yanımız/ Bir yanımız bahar bahçe”
Hasan
Hüseyin Korkmazgil, yukarıda ilk kıtası yer alan ‘Öyle
Bir Yerdeyim ki’ şiiriyle yaşamın diyalektiğini mısralara ne güzle
dökmüş.
Geçtiğimiz bayram da
bunu ne kadar derinden yaşadık!
Bir yanımız bayram
ederken bir yanımız Kahraman Maraş merkezli deprem felaketini yaşayanlarla
birlikte ıstırap çekti.
Bir yandan ...
Devami oku.. »
Müzik ve dans insanın evriminde, çok derinlerden bugüne gelmiş iki önemli
sanat dalıdır. Müzik, insanların birlikte avlanmak, gücünü hep birlikte bir
yere toplayıp zorlu işleri yapmak için yaratılmış heyamolalardan, iş türkülerinden
yola çıkmıştır. İnsanın karnını doyurmasında, hep birlikte çalışmasında
önemli bir yer tutmuştur. İnsan geliştikçe, iş türküleri, heyamolalar da buna
paralel gelişmiş, müzik bugünkü halini almıştır.
Müzik insanın evrimsel
tarihinin derinliklerinden, insanın derinliklerine işlemiştir. Derinlerden
gelir ve ...
Devami oku.. »
Köşe yazısı maceram yirmili
yılların ilk basamaklarına tırmanmaya başladı. Bazen haftada iki, çoğunlukla
bir kez yazdığım yazılar genellikle deneme tarzında vücut bulur ve şimdiye
kadar hiçbir haftayı boş bırakmamıştır.
Yazım
Çarşamba günü yayımlandığından, Pazartesi, en geç Salı sabahı gönderilmek zorundadır. Alışkanlık mıdır,
bilmem, çoğunlukla Pazartesi ya da Salı sabahından önce kaleme varmaz elim.
Anlayacağınız Pazartesi ya da Salı sabahı benim yazı günümdür.
O
günlerde eşim Hülya, zaman zaman
seslenir; “Nedim, ...
Devami oku.. »
“İnsanın
nankörlüğe eğilimi zayıflığından kaynaklanır, minnetin yükü ağırdır çünkü.” Dücane
Cündioğlu
“Rızkımı
veren Hüda'dır kula minnet eylemem
Yeryüzünün
halifesi hünkara minnet eylemem” Kul Himmet
Minnet
bir insanın aldığı yardımdan dolayı duyduğu hoşnutluk duygusudur. Yapılan bir
iyiliğe karşı kendini borçlu saymadır, gönül borcudur.
Minnet duyguları bir
başka insana yönelik olabileceği gibi tabiata da yönelik de olabilir.
Minnet
olumlu bir duygudur. Olumlu duygular her zaman olduğu gibi
yanına olumlu ...
Devami oku.. »
Son Yorumlar