Her şey çok sesli koro şefimiz Tülin Özdem öğretmenimizin, ‘İskeçe Karnavalı’na bir gece yatılı tur var, katılmak isteyen var mı?’ sorusuyla başladı. Niyetine girdik ancak çok yorucu olacağını düşünerek karar veremedik. Ayvalık’ın artık yerelden ulusala genişleyen Meis Tur’un festival için iki gece kalmalı tur düzenlediğini öğrenince, kararsızlığımız, tura katılma kararına dönüştü.
Bir kez Midilli turuna katıldığımız, arkadaş toplantılarında birkaç kez çevremizin tarihi ve kültürel gezisi için araç ve rehber desteği aldığımız Meis Tur’la geziye gitme kararını vermek zor olmadı.
Kaptanımız Gürkan Arabacı, yılların deneyimiyle, güvenli ve yumuşak sürüşü, yüzünden eksilmeyen gülüşüyle, en ufak bir endişe yaratmadan, evimizin önünden alıp evimizin önüne bıraktı.
İkinci kaptanımız Nevzat Turhan, gezi grubunun her türlü sorularını yanıtladı, sorunlarını çözdü, yeri geldiğinde kaptanı dinlendirdi.
Rehberimiz Batı Trakya Türk’ü Gümülcineli Osman Osman, yılların deneyimine katık ettiği esprili anlatımı ve yeterli donanımıyla eğlenerek öğrendiğimiz bir gezi yaşamamızı sağladı.
Akşam 21.00 de başlayan turumuz, yeterli molalar vererek sabah ışırken Kavala yakınlarında kahvaltı için Yunanistan’da ilk molasını verdi. Ardından Kavala’ya geçtik. Restore edilerek korunan eski kenti gezdik. Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın önünde heykeli de olan evini, şimdi lüks bir otel olan imaret binasını, Pargalı İbrahim Paşa’nın inşa ettirdiği camiyi ve Mimar Sinan’ın su kemerlerini gördük.
Yola devam ederek, Mustafa Kemal Atatürk’ün doğup büyüdüğü, bölgenin en önemli ve Yunanistan’ın ikinci büyük kenti Selanik’e vardık. Atamızın doğup büyüdüğü ve müze haline getirilen evini gezerken duygusal anlar yaşadık. Aziz Dimitri Kilisesi, Hortacı Süleyman Efendi Camisi, Bey Hamamı, Bedesten ve Beyaz Kule gördüğümüz başlıca yerler oldu. Selanik’in meşhur Aristoteles Meydanı ve sahilinde hoşça vakit geçirdik. Ucuzluğa giren mağazaların davetine icabet ettik.
Kentin dışında, yeşillikler içinde, ova ve dağ manzaralı şirin otelimize yerleşip kısa bir süre sonra dinlendikten sonra günün en eğlenceli ama bir o kadar da hüzünlü anlarını yaşadığımız tavernaya gittik. İki yakanın kah neşeli kah hüzünlü parçalarını, yetmişli yaşlardaki buziki ve gitar çalan sanatçıları ve orta yaşlı kadın solistiyle birlikte söyledik. Mübadelede yaşanan insanlık dramını bir kez daha yüreğimizde hissettik.
Yorucu bir o kadar da keyifli ilk günün ardından derin bir uykuyla ikinci güne dinlemiş olarak uyandık. Otobüsümüzle Yunanistan’ın Makedonya bölgesinde olan, çokça meyve ve sebze yetiştirilen Karaferya’ya doğru yola çıktık. Rehberimiz Osman yol boyunca bölgeyi, Yunanistan’ı, Batı Trakya Türkleri’nin tarihini ve yaşadıklarını anlattı. Karaferya ovanın kenarından yükselen bir dağın yamacına kurulmuş. İnsanların yüzünden gülümseme eksik olmuyordu. Mübadeleden önce Türklerin ve İkinci Dünya Savaşı’na kadar Yahudilerin yaşadığı, onarılarak günümüzde yaşamın sürdüğü Türk ve Yahudi Mahallelerini gezdik. Onlardan kalan eski eserleri gördük. Hüzün yine kapıdaydı.
Şelaleleriyle ünlü Vodina (Edessa) kenti bir sonraki durağımız oldu. Yine bir dağın yamacında ovaya hakim manzarasıyla sakin bir kent Vodina. Sokakları arşınladık. Alışveriş yapıp dövizimizi bıraktık. Şelalelerde bolca fotoğraf çektirdik.
Rehberimiz Osman, bu sakinliğin Yunanistan’ın diğer kentlerinde de olduğunu söyledi. Kamuda da, özelde de mesai genelde 14.30 da bitermiş. Hayata bir kez geldiklerinin, kefenin cebinin olmadığının farkındaymışlar; kendilerine, sevdiklerine bolca zaman ayırıyorlarmış.
Yol boyunca gördüğümüz ovalarda ekilmemiş bir karış toprak yoktu ve çiftçiler tarlalarına çıkmış, çalışmaya başlamışlardı.
İkinci gece de Selanik’teydik. Bu kez grup kendi zevklerine göre mekanlara dağıldı. Yine bir tavernaya oturduk. Bu kez çalan ve söyleyenler gençti ve neşeli Yunan şarkıları dinledik.
Son gün, bizi bu geziye çıkaran İskeçe Karnavalına katılacağımız ve ardından da ülkemize döneceğimiz gündü.
İskeçe Batı Trakya’da, nüfusunun % 35-40’ı Türk olan, yetmiş bin nüfusa sahip, yine bir dağın yamacına kurulmuş kadim bir kent. Coğrafi konumu nedeniyle Yunanistan iç savaşı da dahil her türlü savaşın ortasında yer almış, çok acılar çekmiş olan İskeçe (Xanthi), her yıl düzenlediği karnavalıyla hem kendi eğlenmekte, hem de dışarıdan gelenleri eğlendirmektedir.
İskeçe Belediyesinin karnaval organizasyonu kusursuz gözüküyordu. Kent yakınındaki eski bir havaalanını dışarıdan gelenler için otopark olarak konumlandırmış. Gelen yüzlerce tur otobüsü, yüzlerce otomobil buraya park ettiriliyor, yolcular ücretsiz ring yapan birçok belediye otobüsüyle kent ve otopark arasında seri bir şekilde taşınıyordu.
Karnaval korteji çok eğlenceliydi. Bir o kadar da her yerden gelmiş ve çok yaratıcı kostümleriyle donanmış, şarkı söyleyen dans eden katılımcılarıyla eğlence dozu artıyordu.
Her köşe başında mangallar yanıyor, şarap, bira, uzo su gibi tüketiliyordu.
Yolumuz uzundu. Arkamıza baka baka oradan ayrıldık ve rahat bir yolculuktan sonra evlerimize döndük.
Profesyonel çalışma anlayışını, amatör ruhun verdiği heyecan ve dinamizmle hizmetlerine yansıtarak onlarca yıldır hizmet spektrumunu genişleten, Ayvalık’tan, ulusala göz kırpan, Öztürk Turhan’ın kardeşleriyle birlikte kurduğu Meis Tur’un düzenlediği bu gezimizin konforlu geçmesine kusursuz uyumlarıyla katkı veren tur arkadaşlarıma, emeği geçen Meis çalışanlarına çok teşekkür ederim.
Nedim İnce
Ayvalık / 18. 03. 2024
Deftere Yazanlar
Tarih Mart 18th, 2024
Bir iki kadeh uzo içemeden döndüyseniz çok ayıp emişsiniz derim… 🙂