Dünyada açlık çeken insan sayısı bir milyarı kişiyi geçmiş durumda. Neredeyse hepsi geri bıraktırılmış ülkelerde kol gecen açlık sanayileşmiş ülkelerin çok yoksullarını da ziyaret etmekten geri kalmamaktadır
Son günlerde gerek gazetelerde, gerek internet sitelerinde gerekse televizyonlarda kuraklıktan sık söz edilmeye başlandı. Beraberinde küresel ısınma daha çok anılır oldu.
Kuraklık, artık insan genlerine işlemiş bir bilgiyi de gündeme getiriyor: tarımsal üretimde azalma ve açlık.
Küresel ısınmanın getirdiği kuraklığın dünya genelinde tarımsal üretimde ciddi bir gerilemeye yol açtığı haberleri ardı sıra gelirken gıda fiyatları artma eğilimine girmeye başladı.
Gelirinin ancak %70-80 ‘ni gıdaya harcayarak açlıktan uzak durabilen dar gelirlilerin daha da pahalı hale gelecek gıdaya ayıracak parası olmadığından açlıkla tanışması mümkün olacaktır: çok yoksullardan sonra yoksulların da ayrıcalığı olacaktır açlık…
Küreselleşme diye olumlu bir anlam katılmaya çalışılan sermayenin, sınırsız ve denetimsiz bir şekilde tüm dünyaya egemen olması, birikimi için el atmadığı kaynak bırakmadı. Sermaye çoğalabilmek için kendi gereksinimlerini gereğini yerine getirir oldu dört bir yanda:
• Kırları boşalttı, insanları kentlere topladı. Kırda kendine az çok yetebilecek gıda üreten insanları, gıda tüketen, ucuz emek gücü haline getirdi.
• Ülkelerin kendi gereksinimlerine uygun tarımsal üretim yapması yerine piyasaya yönelik endüstriyel tarıma geçmesini dayattı. Hem gıda yetersizliğine hem de gıda fiyatlarının pahalılaşmasına yol açtı.
• Tarımsal üretimde tohum, ilaç, gübre vasıtasıyla her türlü kontrolü ele geçirdi. Bir yandan toprağın çabuk yorulmasına yol açarken diğer yandan ilaç, gübre ve GDO ile insan sağlığını tehdit edebilen gıda üretimine yol açtı.
• Her geçen yıl daha fazla miktarda verimli toprak biyodizel için ayrılmaya başlandı. Gıda üretimi için kullanılamaz oldu.
• Beslenme alışkanlıkları değiştirilerek daha fazla su tüketimine yol açan gıdalara talep arttırıldı: 1 kilogram et için 14 ton, 1 pamuklu tişört 2,7 ton, 1 kg şeker 1,5 ton 1 litre süt için de 1 ton, 1 fincan kahve için 140 litre su tüketilmektedir.
• Biyodizel üretimi ve daha fazla hayvan beslemek için ormanlar kesilip tarlaya, çayıra dönüştürüldü. Yağışları düzenlemesi ve Oksijen üretimi ile küresel ısınmanın düşmanı olan ormanlar azaltıldı.
• Kentlere toplayıp gıda üreticiliğinden tüketiciliğe dönüştürdüğü insanlara, kentlerden uzaklarda yaptığı endüstriyel tarım ürünlerini taşımaya başladı. Nakliyenin ek maliyetini gıda fiyatlarına yansıtması yanı sıra daha fazla petrol tüketimi ile küresel ısınmaya katkı sundu.
Tarımsal üretimdeki değişikliklere gıda tüketme alışkanlıklarının farklılaşmasının
eklenmesine eşlik eden gelir dağılımındaki adaletsizlik nur topu gibi bir şey doğurdu: açlık…
Şimdi de küresel ısınmanın getirdiği koşullar da sahne almaya başlayarak zaten pahalı olan gıda fiyatlarının daha da artmasına yol açtı. Kaldı ki şimdilik yeryüzündeki tüm insanlara yetecek miktarda olan tarımsal üretimin bunun altına düşmesi için çok uzun yıllar gerekmeyecek gibi durmaktadır.
Kısaca “açlık çok yoksulların ayrıcalığı olmaktan çıkmaya ve hızla yaygınlaşmaya başlayacak” kehanetinin gerçekleşmesine çok zaman kalmadı gibi geliyor bana…
Dr. Nedim İnce
Hasanbey / 28. 08. 2012
Son yorumlar