Sokak kedilerini gözleme fırsatınız oldu mu hiç?!.
Önce kendilerini güvende hissedecekleri bir mesafede dururlar sonra göz göze gelirler.
Her hareketinizi yakından izlerler, güven duyup duyamacağını kestirmeye çalışırlar.
Bu süreçte yaklaşırsanız hemen ve hızla güvenli mesafeye kadar uzaklaşırlar. Hareketleri
ikircikli ve ürkektir. Onu besleyeceğiniz umuduyla sizden kopamazlar ancak canını yakacağınız
korkusuyla da fazla yaklaşamazlar…
Güven duyup yaklaştığı anda defalarca canı yakılmıştır çünkü insanlar tarafından; korkuyla kaçmaya
çalıştığında da aç karnı doyurulup sevgi görmüştür.
Kafası karışıktır sizin anlayacağınız: insanın davanışlarının sevgi- şiddet salınımından ötürü…
Hayatın yüküne eklenen yoksulluk kavruk bedenini iyice küçültmüştü. Acının izleriyle dolu yüzüne
bakıp yaşını tahmin etmeniz mümkün değildi. Ancak yaşlı bir adam algısı yaratıyordu insanlarda.
Sabah ile öğlenin kesiştiği saatlerde bir tatil beldesinde yürürken aniden başı döndü, kalbi
yerinden fırlayacakmış gibi çarpmaya başladı.
“Öleceğim!” diye düşündü. Gözüne bahçe duvarındaki su hortumuna takıldı.
Valizini yere fırlatıp hızla musluğa yöneldi. Suyu açıp başına tuttu.
Biraz rahatlar gibi olduğu anda yanında biri belirdi. Ve elini tuttu.
Çok korktu.
Hortumu hızla elinden attı ve tüm bedeniyle korunma durumuna geçip korkuyla titremeye
başladı ve bir yandan da;
“- Ben bir şey yapmadım, hortum bahçenin dışındaydı, sadece su aldım”
diye birşeyler söylüyordu duyulur duyulmaz titrek sesiyle.
Bahçede sohbet edenlerden biri görmüştü adamın durumunu ve iyi birşeyler olmadığı yorumu yapılıp
yanına gidilmişti. Elini tutan hekimin amacı nabzına bakmak, ne olduğunu analamaya çalışmaktı.
Adam kötülük gelmeyeceğini anladı, sakinledi. Gölgeye oturtuldu. Çantasından ilacını çıkardı ve
“-Şeker hastasıyım ilacı almamıştım” dedi.
Verilen bir bardak su ile ilacını içti.
“-Aç mısın?”
Sorusuna “evet” yanıtı alınınca karnını doyurması için birşeyler verildi.
Titremesi geçmiş, çarpıntısı düzelmiş, korkudan kurtulmuş olarak dudaklarından mırıl
mırıl minnet kelimeleri dökülüyordu ardı sıra…
Kızını evlendirmek için para lazımdı ve uzak bir ilden bu tatil beldesine bunun için gelmişti.
Şimdi dönüş zamanıydı, üstelik yeterli parayı kazanamanın mahcubiyetini üzerinde taşıyarak…
Ve ona yardım edenlere; davranışlarıyla bir sokak kedisinin ürkekliğini anımsatarak…
Dr. Nedim İnce
Mersin / 03. 09. 2013
Son yorumlar