Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları Osmanlının enkazından mucizelere yaratarak genç Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdular.
Kulluktan yurttaşlığa geçen insanlar cahil ve yoksuldu. Ülke nüfusunun büyük çoğunluğu köylerde yaşıyor ve son derece ilkel tarım teknolojisi ile üretim yapıyordu.
Kentlerde çok cılız bir sanayi ve ticaret mevcuttu. Ülke ekonomisi tarıma dayalıydı.
Yoksullukla cehalet arasında doğrudan bir ilişki olduğunu bilen genç cumhuriyet yöneticilerinin ilk yaptığı şeylerden biri eğitim seferberliğine girişmekti.
Bir yandan ülkenin gereksinimlerine göre “kıvılcım olarak gönderilip alev olarak dönen” zeki ve çalışkan öğrenciler yurt dışına gönderiliyordu, diğer yandan büyük bir okuma yazma seferberliği yapılıyordu yurt içinde.
Yıllar yılları kovaladı, deneyimler birikti ve 1940 yılında Köy Eğitim Enstitüleri kuruldu. “İş için iş içinde” şiarı ile eğitim veren 21 Köy Eğitim Enstitüsü açıldı yurdun dört bir yanında. Köylerden toplanan zeki ve çalışkan çocuklar önce kendi okullarını inşa ettiler ve inşaatı öğrendiler, sonra kendi beslenmelerini sağladılar kendi ektikleri ile ve modern tarımı bellediler. Kitaplar okudular dizi dizi, müzik aletleri çaldılar birbirinden değişik ve halay çektiler kızlı erkekli ve de tiyatrolar oynadılar kendi yazdıkları, şiirler okudular kendi ürettikleri…
Ülkenin dört bir yanına dağıldılar okullarından aldıkları aydınlanma meşaleleri ile ve dört bir yanını aydınlattılar ışıkları ile…
Asırlardan sonra kaderi değişiyordu insanların; eğitim seferberliği ile eş zamanlı sürdürülen ekonomik üretim seferberliği ile cahillikten kurtulurken bir yandan; yoksulluk ve açlık yazgı olmaktan çıkıyordu diğer yandan.
Ağalar “- Marabalar elden gidiyor” diye çığlık attı. Din tüccarları hurafelerden arınmış beyinler karşısında paniğe kapıldı ve “ – Din elden gidiyor” diye feryat etti. Bunlara kulak veren iktidar 1954 yılında Köy Eğitim Enstitülerini kapattı.
Aydınlanma meşalelerinin artmasını ve yayılmasını kısmen engellese de tamamen ortadan kaldıramadı.
Geçen hafta sonu Mersin’de Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Genel Merkezi ile Mersin Şubesinin Mersin’de gerçekleştirdiği “3. Akdeniz Buluşması” “Aydınlanma Işığının” hala güçlü bir şekilde yanmaya devam ettiğini bir kez daha gösterdi.
4 oturumluk çalıştayda bir birinden değerli konuşmacılar bilgilerini, deneyimlerini paylaştılar katılımcılarla ve Köy Eğitim Enstitüleri’nin aydınlanmacı felsefesi ışığında eğitime dair somut öneriler getirdiler; heyecan verici projelerden söz ettiler.
Orhan Bursalı, Prof. Dr. Ali Demir, Prof. Dr. Ayşe Balcı, Prof. Dr. Yakup Kepenek, Yard. Doç. Dr. Orhan Özdemir, Cengiz Bektaş, Neşet Tarhan, Ahmet Soner, Prof. Dr. Doç. Dr. Hakan Erkılıç, Prof. Dr. İbrahim Ethem Başaran, Hüsniye Özgür, Haydar Demirtaş, Yard. Doç. Dr. İbrahim Bozkurt bir birinden değerli katkılar sundular ve aydınlanma ışığı daha da güçlü yanmaya başladı bu emekler sayesinde.
YKKED Genel Başkanı Kemal Kocabaş’ın, YKKED Mersin Şube Başkanı Serdar Erkan’ın, YKKED gönüllüleri ile birlikte gerçekleştirdikleri kusursuz ev sahipliğini yazmazsam onlara haksızlık yapmış olacağım.
Son yorumlar