Hafta sonu fakülte yıllarında yıllarca birlikte dirsek çürüttüğümüz, göreceğimiz güzel günlerin hayalini kurduğumuz ve bununla yetinmeyip hep beraber o ütopik gelecek için mücadele ettiğimiz arkadaşlar hep bir aradaydık.
O güzel günler için bedel ödemeyen hemen hiç kimse yoktu gurupta; sadece nicelik ve nitelik farklılığı vardı.
Aradan çeyrek asır’ı geçen bir zaman olmasına ve her bir kimsenin bu süreyi çok değişik bir şekilde yaşamasına ve biz de dahil bir çok şeyin değişmesine rağmen ütopyamız hala dimdik hayattaydı: nasıl ve nerden geleceğini bilmeden gelecek güzel günlere inanıyorduk.
Ki o güzel günlerde insanın insana kulluğu sona erecek, insan doğanın bir parçası olduğunu tekrar duyumsayacak, savaş baltaları herkesin unuttuğu yerlere gömülüp bir daha bulunamayacak ve tüm canlılar uyumun yarattığı huzur içinde bu dünyada kendine düşen süresini tamamlayacak…
Bizi bunca sene sonra bir araya getiren belki de hala bu ütopyanın hayalini kurmamızın yanı sıra bir gün mutlaka gerçekleşeceğine dair inancımızı korumamız, daha da önemlisi bunu tüm hücrelerimizde hissetmemiz olsa gerekti: şu anda çok değişik hayatlarda çok değişik şeyler yaşamamıza ve çok farklı beklentilerimiz olmasına rağmen…
Çok da farkında olmadan yıllarca sonra bizi bir araya getiren ortak ütopyamıza dair inancımızı güçlendiren bir kent seçilmişti bir araya gelmek için: Eskişehir.
Eskişehir’de doğan, eğitimini orada tamamlayan, ardından akademisyen olup bitirdiği okula müdür sonra üniversitesine rektör olup kentine dair bir çok ütopik hayal kuran Büyükerşen’in, kentinde bunların bir çoğunu gerçekleştirdiğini gördük. Bizler bu kentte bir başka coşkuyla yaşadık bir arada olmayı: coşkunun sadece birbirimizi görmekten kaynaklandığını sanarak…
1999 yılında yerel seçimlerde %44 oy ile Eskişehir’e DSP’den Büyükşehir Belediye Başkanı olan Yılmaz Büyükerşen halkçı niyet ile kurduğu ütopyasını yaşama geçirmek için siyasi iradeye sahip olmuştu. Katılımcılığın enerjisine sanatçı duyarlılığı ile zenginleşmiş becerisini de katan Büyükerşen, ekibi ve kent halkı ile birlikte kentin kaderini değiştirmeye başladı. Kent ütopyaları kent gerçeklerine dönüşmeye başladı.
Eskişehirliler %20’lerden %2’lere inmiş DSP’nin adayı Büyükerşen’e 2004 seçimlerinde %45, 2009 seçimlerinde ise %50 üzerinde oy desteği vererek düşlerin gerçeğe dönmesine devem dedi ve ülkeye; “beni dikkate alanı ben de dikkate alırım” mesajını güçlü bir şekilde iletti.
Artık Eskişehir ülkenin dört bir yanından gelen yerli turistlerle cıvıl cıvıl. Her yıl kent nüfusunun yarısı kadar kişi yani 350-400 bin insan sadece kenti görmek, gezmek için Eskişehir’e geliyor. Düşlerin gerçeğe dönüştüğünü yerinde görüp kendi düşlerine daha büyük bir umutla sarılarak hayatlarına geri dönüyorlar…
Bizler de özlemlerimizi gidermiş, ütopyalarımıza biraz daha sarılmış olarak hayatlarımıza geri döndük: Büyükerşen ve arkadaşlarına ve de Eskişehirlilere minnet ve şükran duyarak…
Dr. Nedim İnce
31. 05. 2011 / Altınoluk
Son yorumlar