Kavşak Pazar’da Cumhurbaşkanlığı- başkanlık- yolunu seçerek kavşaktan çıktık.

Elli dokuz milyondan biraz fazla kayıtlı seçmenden elli milyon yedi yüz bini sandığa giderek oy kullandı.

Yirmi altı milyon seçmen başkanlık sistemine giden yolu seçti.

Kurulduğundan bu yana parlamenter sistemle yönetilen ülkemizde artık başkanlık sistemi var.

Çok geniş yetkilerle donatılmış cumhurbaşkanı, yürütmeyi kurduğu kabine ve çalışma ofisleriyle birlikte üstlenmiş olacak.

Artık ülkenin kaderini bu çok büyük yetkilere sahip cumhurbaşkanı tayin edecek.

Seçilen sistemde yasama, yargı ve yürütme tek elde, cumhurbaşkanının elinde toplanmaktadır.

Yasama görevini cumhurbaşkanı ile paylaşan meclisin denetleme yetkisi olsa da yaşama geçmesini çok zorlaştıracak koşullara bağlı.

Sizin anlayacağınız cumhurbaşkanını bir kez seçtikten sonra adımıza verdiği kararlara müdahil olma yolu neredeyse ortadan kalkmış durumdadır.

Yanlış olduğunu düşündüğümüz; kendimize, ülkemize zarar vereceğini ileri sürdüğümüz kararlarına karşı sesimizi yükseltme olanakları artık çok kısıtlı.

Büyük ölçüde yürütmenin etkisinde olacak yargının vereceği kararların adil olup olmayacağı tartışmaya açık hale gelmiş oluyor.

Yetki zengini cumhurbaşkanının kendimiz ve ülkemiz için en doğru kararları vermesi için neredeyse dua etmekten başka bir şey kalmadı elimizde bir de beş senede bir gidip oyumuzu kullanmaktan…

İşin güzel tarafı artık düşünmemiz, karar almamız, sorumluluk altına girmemiz gerekmiyor; bizim için düşünülecek, karar alınılacak ve sorumluluk üstlenilecek; biz de yiyip içip keyfimize bakacağız.

Öyle mi olacak dersiniz?!!

Zannımca ne olacağını görmek için çok fazla beklememiz gerekmeyecek…

Dr. Nedim İnce

Altınoluk / 26. 06. 2018