preload preload preload preload

Bir Meydan Okuyuş Öyküsü


25th Mart 2013 Köşe Yazıları 0 Comments

93 Harbi olarak konuşulan 1877-78 Osmanlı- Rusya savaşının önemli sonuçlarından biri Kafkaslardan ve Balkanlardan milyonlarca kişinin Anadolu’ya göç etmek zorunda kalmış olmasıdır.
Göçmenlerin yurtlarında başlayan kötü yazgısı yollarda da devam ediyordu. Savaş koşulları yetmiyormuş gibi bir de eklenen ağır kış koşulları, yolları tam bir ölüm kalım alanların dönüştürüyordu.
Yüzlerce yıl yaşadıkları topraklarını terk etmek zorunda kalmanın acısını umuda katık edip ayakta kalma direncine gerekli enerjiyi sağlıyorlardı.
Savaş yenilgisinin ilk şokunu atlatan Osmanlı gelenlere yer gösterdi, yaralarına merhem olamaya çalıştı. Ancak birçoğu ana yurtlarındaki benzer coğrafyalara, oradaki koşullara uygun yerlere yerleşmeyi tercih etti.
Ve yeni topraklarda hayata meydan okuyarak “0” noktasından yeniden varoluş mücadelesi başladı. Buna anayurt sızısını, göç ettikleri toprakları yurt belleyerek azaltma gayreti de eklenerek…
Müjde, kötü yazgısına boyun eğmeyen ve onu, her koşula rağmen olumluya çevirme mücadelesi veren bu insanların 3. Kuşak temsilcisi. Anne tarafı Kafkaslardan düşerken yollara karşı taraftan da baba tarafı Balkanlardan yola çıkarak aynı çileyi yaşıyordu. Ve yolları İstanbul’da kesişerek son buluyordu.
Öğretmen anne babanın 3 çocuğundan ilki olarak İstanbul’da doğan Müjde başarılı bir öğrenimden sonra üniversiteyi bitirip bir bankada memur olarak işe başlıyor. Bu sırada yaşamını paylaşacağı Levent ile karşılaşıyor. Bu birliktelik Onur’un dünyaya merhaba demesinin yolu oluyor.
Kısa zamanda banka şube müdürlüğüne yükselen Müjde 1999 yılındaki krizin sillesine maruz kalıyor ve genç yaşta zorunlu emekli ediliyor. Bu sırada büyüyüp kocaman bir delikanlı olan Onur da üniversiteyi bitirmiş ve iş arayışlarında sürekli hayal kırıklığına uğruyor.
Müjde’nin göçmenlik geçmişinin; kaderine razı olmama, hayata meydan okuma damarı kabarıyor ve yeniden yol gözüküyor, bu sefer çok daha uzaklara, Kanada’ya…
Göçmenlik başvuruları kabul edildiğinde Levent bir bankanın üst düzey yöneticisi ve ailesi için büyük bir fedakarlık yaparak her şeyi geride bırakıp bu göç yolculuğuna katılıyor.
Müjde ve Levent için hayat Vancoruver’de “0” noktasından tekrar başlıyor. Onur anne ve babasının izinden gidip bir bankada memur olarak işe girip iş yaşamına ilk adımını atıyor.
Zor günlerde birbirlerine kenetlenerek; hayata hep birlikte ‘biz buradayız’ diyorlar. Bir yandan yeni yurtlarını tanımaya çalışırken diğer yandan dilini öğrenmek için yoğun bir çabaya girişiyorlar.
Müjde, dil eğitimi ile yetinmiyor, önce liseyi tekrar okuyarak en iyi derece ile bitiriyor, ardından emlakçılık okulu UBC’nin Real Estade bölümünü, yetinmiyor göçmenlik başvurularını devlet adına takip etme diploması veren Aston College de immigration Counsut bölümünü, yine ilk sıralarda bitiriyor. Şu anda real estade lisansı ile emlakçılık yapmakta, immigrant counsult lisansı ile de göçmenlik için başvuranlara danışmanlık işini sürdürmektedir. Ve inanıyorum ki bununla da kalmayacak meydan okuma ateşinin davetine icabet ederek hayata yeni sayfalar açacaktır.
Levent, evinin marangozu, ailesinin şoförü, Müjde’nin sekreterliği, yani kendi deyimiyle “ameleliğin” yanı sıra, bende de olduğu gibi ülkemizden birçok kişinin sorunsuz, en iyi şekilde ve uygun maliyette İngilizce öğrenmesini sağlamak için acentelik işini, büyük bir özen ve çaba ile sürdürmektedir.
Onur yılmadan, dikkatli ve özverili çalışmasının sonucunda şubesinde müdür yardımcısı seviyesine ulaşıyor ve müdürlük de eli kulağında…
Müjde odaklı Okuyaz Ailesinin öyküsü, yüzyıldan daha uzun bir zamandan bu yana süren bir göçmenlik hikayesinin devamıdır. Ve karşımızda yaşama meydan okumanın, dirençli olmanın, öğrenme, üretme, hayata tutunma enerjisinin önemli bir örneği olarak durmaktadır. Paylaşmasam herkese haksızlık etmiş olurdum.
Dr. Nedim İnce
Vancouver / 23. 03. 2013

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email