Ülkemizde üç aydır gündemin birinci maddesi olan genel seçimler sona erdi. Seçim birçok şeyler arasında yapılmış olmakla birlikte; siyasi sonuçları hayata daha açık yansıyacak tek adam rejimi olan cumhurbaşkanlığı (başkanlık) sistemi ile güçlendirilmiş parlamenter sistem arasında oldu.
Ülkemiz seçmenleri bu seçimde tam ortadan ikiye bölündü. Yarısından biraz fazlası cumhurbaşkanlığı (başkanlık) sistemini tercih ederken, yarısından biraz azı parlamenter sistem yönünde oy kullandı. Cumhurbaşkanlığı seçiminden çok, bir rejim seçimi ve bunun için yapılan bir referandumdu sanki oyladığımız.
Cumhurbaşkanlığı sistemini savunan ve bu sistemin ilk Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, az bir oy farkıyla seçimi kazanarak ülkemizin 13. Cumhurbaşkanı oldu. Parlamenter sistemi getirmeyi vaat eden Kemal Kılıçdaroğlu ise oyların yarısından biraz daha azını aldığı için seçimi kaybetti.
Seçim sonuçlarının doğası gereği, ülkemizde yaşayan insanların yarısı seçimini yaptığı cumhurbaşkanlığı (başkanlık) sisteminde yaşarken, diğer yarısı da yine tercih etmediği bu sistemde hayatını sürdürecek.
Seçim, ülkemizi kimin yöneteceğinden çok nasıl yönetileceğine dair olduğundan ve ülkemiz seçmenleri bu konuda ortadan ikiye bölündüğünden, sonuçlarını çok daha derinden yaşayacağımızı söyleyebiliriz.
Beş yıldır uygulanan cumhurbaşkanlığı (başkanlık) sisteminin doğurduğu olumsuz sonuçları göz ardı edip, aksayan yönlerini düzeltmeden ülke aynı şekilde yönetilmeye devam edilirse sorunların da derinleşeceğini söylemek kehanet olmaz.
Demokrasiyle yönetilen ülkelerde, yöneticiler seçildikten sonra yurttaşların işi bitmemektedir. Birçok aksaklıkları olsa da ülkemizin bu ülkeler sınıfında yer aldığını düşünmekteyim. Bu nedenle yurttaşların, seçilmek için vaat edilen şeylerin yapılıp yapılmadığının takipleri yanı sıra, nasıl yaşamak istediklerine, nasıl yönetilmek istediklerine dair bireysel ve örgütsel taleplerinin yerine getirilmesi için mücadeleleri devam etmektedir.
Ülkemizde bundan önceki dönemlerde verilen, demokratikleşme, eşitlik, özgürlük, hak, adalet, emek için mücadele; son seçimin özelliğinden dolayı bundan sonra daha yoğun, daha güçlü verilmek durumundadır.
Her sonucun aynı zamanda yeni bir şeyin başlangıcı olduğu gerçeği, bize bu seçim sonuçlarının da yeni bir şeylerin başlangıcı olduğunu söylemektedir.
Bu yeni başlangıcın ve devam edecek sürecin ne olacağını verilecek bireysel ve örgütsel mücadele belirleyecek.
Dünü silemesek de, yarını nasıl yazacağımızı, inancımız, niyetimiz, irademiz, umudumuz ile taçlanan çabamız belirleyecek.
Nedim İnce
Ayvalık / 29. 05. 2023
Deftere Yazanlar
Tarih Mayıs 31st, 2023
Çok hoş…!👍🏻👏🏼👏🏼