EŞİKTEKİ TEHLİKE KÜRESEL ISINMA İKLİM FELAKETİ
Covid-19 Pandemisi bir şeyleri gözümüze soktu: Temiz su, sağlıklı besin, temiz hava olmadığında para bir işe yaramıyor.
Çok paranız, tonlarca altınınız olsa bile bir yudum havaya hasret ölüyorsunuz. Bir yudum su, bir lokma ekmek olduğunda evinizde felaketin geçmesini sakin bir şekilde bekleyebiliyorsunuz.
Bir şey daha gösterdi; Dünya’da tek biz varmışız gibi yaşar, önümüze gelen her şeyi tarumar eder isek; milyonlarca sene içinde kurulmuş ve kendi içinde belirli bir düzenle işleyen dengeyi mevcut haliyle tekrar kurulamaz hale getirirsek; Dünya kendine yeni bir denge kurar ve biz ve de bizim yaşama koşullarımızda varlığını sürdüren canlılara burada yer olmaz.
İnsan sanayi devrinden sonra gelişen bilim ve teknolojinin olanaklarından yararlanıp bir yandan üretimi,ihtiyaçlar sonsuzdur yanılsamasını gerçek gibi kabul ettirerek ve ihtiyaçtan kopararak aşırı şekilde arttırmış diğer yandan eskiye göre iyileşen yaşam koşulları ve gelişen tıp nedeniyle nüfusun çok hızlı bir şekilde çoğalmasına neden olmuştur.
Kapitalizmin var ettiği ve varlık nedeni haline getirdiği kar, kendini katlamak için insan da dahil önüne gelen her şeyi öğütmeye başlamış, dağ, tepe, orman, ova, ırmak, dere; toprak, hava, su, vahşi hayvan ne varsa tüketmeye, kirletmeye, naturasın değiştirmeye büyük bir hızla devam etmiştir.
Dünya’nın canlı yaşamımilyonlarca sene içinde oturmuş bir döngüyle devam etmektedir. Bu dengede en önemli unsurlardan biri belki de birincisi atmosfer ısısıdır. Atmosferik olayların neredeyse tek belirleyicisidir atmosferin ısısı. Yağmur, kar, dolu ve rüzgar nerede, nasıl, ne kadar olacak bunu atmosfer ısısı ve onun değişimleri tayin eder. Atmosfer ısısı toprağın, suların, denizin de ısısının tek belirleyicisidir. Okyanuslardaki soğuk su ve sıcak su akıntılarını da belirleyen odur ve bu akıntılardan da büyük ölçüde etkilenen de…
Sanayi, elektrik üretimi, uçaklar, otomobil ve diğer petrol tüketen her türlü motorlu araçlar yüz yıldan fazladır neredeyse tek bir enerji kaynağı kullanır: Petrol ve kömür.
Kömür ve petrolün milyonlarca yıl toprak altında kalarak biriktirdikleri enerjiyi, insan yeryüzüne çıkararak ve kendi çıkarları için doymak bilmez bir iştahla yakarak umutsuz bir şekilde tüketim çılgınlığına gerekli enerjiyikarşılamaya çalışmaktadır: atmosfere başta Karbondioksit olmak üzere birçok gazı pompalayarak…
Bilim insanları sera etkisi yaratan Karbondioksit gazının, atmosferde artmasıyla atmosferi ve dolayısıyla Dünya’yı ısıtacağını söyledi uzun yıllardır.
Artık dedikleri zamandayız.
Karbondioksitten kat be kat daha çok sera etkisi olan Metan gazı, hapsolduğu tundralardaki donmuş topraklardan kurtulduğunda küresel ısınmanın tamamen kontrolden çıkacağına da vurgu yapan bilim insanlarının doğru söylediğini inkar edecek dönmelerde de değiliz artık.
Küresel ısınma kuraklık demek, sel suları demek, korkunç fırtınalar demek, hava sıcaklığının çok kısa zamanda çok değişkenlik göstermesi demek, söndürülemeyen orman yangınları demek, toz bulutu demek, nemde boğulmak, sıcakta kavrulmak demek…
Besin kıtlığı, susuzluk ve açlıktan, susuzluktan ölmek demek…
Bir süre sonra ise bir yudum su bir lokma ekmek için bir birini boğazlamak demek…
Küresel ısınma her felakette olduğu gibi önce yoksulları vuracak, vurmaya başladı bile. Buna neden olan sınıflar paralarıyla, olanaklarıyla, güçleriyle sonuçlarından bir süre daha kendilerini koruyabilseler de bu gidişle bunların da artık işe yaramayacağı günler uzak değil gibi ve o an da para, pul, güç imkan artık işe yaramayacak; ‘dönülmez akşamın ufku’ yerini derin bir karanlığa bırakacak; insan ve onun koşullarında yaşayan tüm canlılar için…
Dünya ise hiçbir şeyi umursamadan, kurulan yeni dengede duruma uyum sağlayan, yeni durumda yeni var olan canlılarla; kendinin ve Güneş’in etrafında dönmeye devam edecek.
Küresel ısınmave neden olduğu iklim değişiklikleriartık tam engellenemese de yavaşlatılabilir ve yeni duruma göre yaşam yeniden düzenlenebilir: üretimi ihtiyaçlar seviyesine çekerek, petrol ve kömür kullanımını azaltıp temiz enerji kaynakları kullanarak; dağlarımızı, ormanlarımızı, derelerimizi, ırmaklarımızı, topraklarımızı, suyumuzu havamızı koruyarak (çevre gönüllülerinin mücadeleleri ne kadar saygı ve desteği hak ediyor değil mi?), canlıların yaşam hakkını savunarak…
Ve tüm bunları yapamaya kilitlenip o güce ulaşmak için örgütlenip…
Paranın hayat olmadığını, sadece bir araç olduğu bilinciyle;
Hayatı savunarak…
Nedim İnce
Altınoluk / 19. 05. 2020
Son Yorumlar