Yolum bir süre önce Jens Peter Henrichsen ile keşişti. Bizi karşılaştıran kardeşim Zümrüt oldu.Marmaray Projesinde tanıştılar, aradan bir zaman geçtikten sonra evlendiler ve Jens böylece büyük ailemizin bir üyesi oldu.
Jens uluslararası düşünceye sahip bir ailede büyüdü. Babası bir mühendisti ve sık sık başka ülkelere seyahat ediyordu ve hem babasından hem de annesinden, milliyetlerine bakılmaksızın diğer insanlara saygı duymanın önemini öğrenmişti.
Eğitimini ülkesi Danimarka’da tamamladı ve mühendis olarak çalışma hayatına atıldı.
Kendi CV’sinde Jens’in mesleki geçmişi:
“Bay Henrichsen, özellikle Güney Doğu Asya ve Orta Doğu’daki büyük ulaşım ve kırsal altyapı projelerinin yönetimi ve uygulanması ile ilgili her konuda 40 seneden fazla deneyime ve uzmanlığa sahiptir. Deneyimi, master planlama ve fizibilite çalışmalarından tasarıma, sözleşme belgelerinin hazırlanmasına, inşaat denetimi ve sözleşme yönetimine kadar uzanmaktadır.
Bay Henrichsen’in Afganistan, Bangladeş, Bulgaristan, Kamboçya, Çin, Danimarka, Mısır, Almanya, Hindistan, Endonezya, İran, Japonya, Kuveyt, Lao, Pakistan, Filipinler, Portekiz, Romanya, Sri Lanka, Tayvan, Tayland ve Türkiye’de çalışma ve proje yönetimi deneyimi bulunmaktadır.”
Jens ile tanıştığımızda, 2002’den bu yana sürdürdüğü Marmaray Projesinin proje direktörüydü.
Yine CV’sine başvuralım:
“Proje Yöneticisi/Direktörü, Marmaray Projesi – Mühendis olarak Sözleşme yönetimi, Yüklenicilerin ödemesi, inşaat denetimi genel sorumlu, ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Ulaştırma Bakanlığı’nın Marmaray Projesi İstanbul temsilcisi.”,
1969 yılında Danimarka firması Kampsax’ta mühendis olarak çalışmaya başladı. Bu önemlidir çünkü bu ad daha sonra tekrar görünecektir.
Şirkette çalışmaya başladıktan kısa bir süre sonra Tayland’a ve ardından büyük liman geliştirme projelerinden sorumlu olduğu İran’a transfer edildi. 1981 yılında HongKong’a transfer edildi ve burada şirketin Çin ÇHC’deki gelişiminin sorumluluğunu üstlendi. Kopenhag’a döndü ancak 1995 yılında Asya’ya dönmeye karar verdi ve burada Proje Direktörü olarak birçok ülkede çok sayıda büyük projenin yönetiminin sorumluluğunu üstlendi.
Bu projelerden biri, ABD’deki diğer danışmanlık şirketleriyle rekabet halindeki danışmanlık hizmetlerine ilişkin teklifin hazırlanması sorumluluğunu üstlendiği proje, Türkiye’deki İstanbul Marmaray Projesi’ni içeriyordu. Jens, Projeyi kazandı ve 2002 yılından itibaren, Marmaray Projesi’nin tamamlanmasına ve 2019 yılında Halkalı’dan Gebze’ye tam tren seferlerinin başlamasına kadar T.C. Ulaştırma Bakanlığını temsilen Proje Direktörü oldu. Proje başarıyla tamamlandıktan sonra profesyonel hayatından emeklilik hayatına geçmeye karar verdi.
Marmaray’daki üstlendiği yükümlülüğübaşarıyla yerine getirmesibile tek başına onu yazmak için yeterli.
Ama ondan fazlası var; Zümrüt ile ailemize katıldığından bu yana, onu yakından tanıdıkça görmeye, yaşamaya başladığımız..
Olgunluk dönemi sayılacak bir yaşta karşılaşmış olmama rağmen benim rol modelim oldu.
Alçakgönüllülüğü, paylaşımcı ve destekleyici yapısı, çalışkanlığı, kültürel farklılıklara duyduğu saygı ve hayranlığı, kısaca insana saygı ve sevgisi ve de bilgeliği yaşamımı zenginleştirdi, derinleştirdi.
Bu benimle sınırlı kılmadı, İnce ailesinin hemen her bireyi payına düşen güzelliği aldı Jens’ten.
Hoşgörünün ne olduğunu bilirdim, Jens’i tanıdığımda bilgimin yetersiz olduğunu gördüm. Ondan daha birçok şey gibi bunu da öğrenmeye başladım.Üşenerek neler kaçırdığımı öğrendim mesela ve üşenmeyi büyük ölçüde bıraktığımda hayatımın daha da güzelleştiğini…
İnanıyorum ki Jens, şimdiye kadar olan yaşamında benim gibi daha birçok kişinin hayatına dokunmuş, yaşamlarını güzelleştirmiştir.
Jens, mesleki çalışmasını sonlandırdıktan sonra ilk işe başladığı şirketi Kampsax ve ülkemiz için çok eşsiz bir şey daha yaptı.
Jens, Zümrüt ve arkadaşları, arşiv çalışmasıyla, Kampsax firmasının 1927’de Genç Cumhuriyet’imizin ülkemizi Demirağlarla örme projesi çerçevesinde yaptığı 1000 km’lik demir yolu inşasının belgeselini hayata geçirdiler.
Ülkemizde ve Danimarka’da ilk gösterimleri yapılan “Demirağ” belgeseliyle tarihe, ülkemizin yakın tarihine önemli bir not düştüler.
Belgeselin öyküsü yeni bir yazıyı hak ediyor.
Ve güzellikler paylaştıkça artıyor; güzelliklerden güzellikler doğuyor…
Nedim İnce
Ayvalık / 11.01. 2024
Son Yorumlar