preload preload preload preload

Seçim


27th Mart 2019 Genel 0 Comments

SEÇİM

Shad Helmstetter, “Bizi Biz Yapan Seçimlerimiz” adlı kitabında insanın hayatta seçimleriyle kendini var ettiğini ve kişiliğinin seçimleri sonucunda yaptığı davranışlarıyla tanımlandığını ifade etmektedir.

Kişisel gibi duran her seçim aslında aynı zamanda toplumsaldır. Zira insanın milyonlarca yıl süren evrim sonucunda bu günlere gelebilmesini sağlayan sosyal bir varlık olarak güçlerini birleştirdikleri toplumsal örgütlenmeleridir. Bu da kişiyle toplum arasında dinamik bir ilişkinin varlığı sonucunda gerçekleşmektedir. Birey- toplum karşılıklı etkileşimi, bireyin kararlarının toplumu etkilemesi, toplumsal kararların da bireye yansıması sonucuna yol açmaktadır.

31 Mart Pazar günü yerel seçimleri; yapacağımız seçimlerle birey- toplum etkileşiminde üst düzeyde sonuçlar doğuracak bir etkinliktir.  Seçimimiz kişisel olsa da yerelde bizi yönetecek başkan ve belediye meclis üyelerini, il genel meclisi üyelerini seçeceğiz. Onlar da seçildikten sonra verdikleri kararlarla doğrudan yaşamımızı etkileyecekler.

Biz bu hafta sonu başkan ve belediye meclis üyelerini seçerken aslında nasıl yaşamak istediğimizi, daha doğrudan söylersek nasıl yaşacağımızı seçeceğiz.

İnsanın özgür iradesiyle seçim yapmasının önünde yine sosyal varlık olmasından kaynaklanan birçok zorluk vardır. Bunun yanı sıra çoğunluğun seçiminin, çoğunlukla küçük bir azınlığın seçimini onaylamak olduğunu gösteren çok zengin bir tarihi geçmişi var insanın…

Hepsini bir yana koyar ve ülkemize dönersek son dört beş seçimin eşit koşullarda ve asgari demokratik ortamda olduğu ve sonuçlarının adil olduğu konusunda güçlü kuşkular ve ipuçları var.

Son seçim kampanyasında bu durumun doruk yaptığını rahatlıkla söyleyebiliriz. İktidar tarafından yıllardır sürdürülen toplumu adeta düşman kamplara bölme çapası neredeyse yerel seçimlerin ana ekseni oldu. Medyanın durumundan, savrulan tehditlerden, iktidar tarafından kullanılan devlet olanaklarından söz etmeye sıra bile bırakmadı bu toplumu kamplaştırma çabası…

Seçeceğimiz yerel yöneticileri; ‘seçimden sonra görevden alırız, seçilenler de seçenler de ağır bedel öder’ tehdidi de işin cabası…

Yerel seçimlerde özgür iradenin paralize edilerek iktidarın seçimini onaylatmak için seçmen çoğunluğuna; elden gelen ne varsa hemen her şey yapıldı, yapılmaktadır.

Hafta sonucu yapacağımız seçim; sevgi ile nefret, birlikte yaşama ile kamplaşma, özgür irademiz ile ipotekli irademiz arasında bir seçim olacaktır.

Yapacağımız seçimle sadece bizi yönetecek yerel yöneticileri seçmeyeceğiz, nasıl yaşayacağımıza da karar vereceğiz.

Yaşadığımız toplum için, yaşamak istediğimiz hayat için sandıklara gideceğiz ve bununla da yetinmeyeceğimiz, “Oyları kullanan değil, sayan önemlidir.” gerçeğini bilerek seçimimizin sonuçlara yansıması için sandıklara sahip çıkacağız…

Sonra da sonuçlar ne olursa olsun kaldığımız yerden, doğru bildiğimiz gibi, doğruları yaşama gayretine devam edeceğiz…

Dr. Nedim İnce

Altınoluk / 26. 03. 2019

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email