ELDE VAR BİR
Uzun süredir gündelik yaşamda, özellikle insan ilişkilerinde kullanılan ve benim de sıkça kullandığım bir metafor: ‘elde var bir’
Yeri geldiğinde sıkıntısız kullanageldiğim bu eğretilemeyi yazı konusu yapıp beyaz sayfaya dökmeye çalıştığımda o kadar da kolay olmadığını gördüm.
Bir önceki cümlede geçen ‘kolay’ kelimesinin anlatmak istediğime tuttuğu ışık, yazıya devam etmeme cesaret verdi.
İlişkilerde zahmete girmeden elde edilen avantajların bir göstergesi olabilir mi ‘elde var bir’?
Ya da ‘elde var bir’ sevginin sevgi doğurmasını zorlaştıran bir kolaycılığı mı işaret ediyor?
Empati yapmanın sorumluluğundan bir kaçış olabilir mi?
Ya da nezaketin yüklediği zahmeti azaltan…
Tembelliğin bir ödül olarak gördüğü şey midir ‘elde var bir’?
Veya farkında olmamanın, yaşadıklarının üzerine düşünmemenin bir ürünü müdür?
Elinde olanı verili kabul edip yenileri için bir pazarlık aracı mıdır?
Pazarlık aracı mıdır mesela?
Sevcan dostumun dediği gibi eldeki bir kazancın garantisi, gelecek kazançların kolaylaştırıcısı olabilir mi?
Sorular uzar gider…
Peki, ‘elde var bir’ in akıbeti ne olur?
Atilla İlhan ölümsüz satırlarıyla ‘elde var hüzün’ diyor sanki buna.
“söyleşir
evvelce biz bu tenhalarda
ziyade gülüşürdük
pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
ne meseller söylerdi mercan köz nargileler
zamanlar değişti
ayrılık girdi araya
hicrana düştük bugün
ah nerde gençliğimiz
sahilde savruluşları başıboş dalgaların
yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
elde var hüzün
o şehrâyin fakat çıkar mı akıldan
çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
sırılsıklam âşık incesaz
kadehlerin mehtaba kaldırılması
adeta düğün
hayat zamanda iz bırakmaz
bir boşluğa düşersin bir boşluktan
birikip yeniden sıçramak için
elde var hüzün.”
‘Elde var bir’ in, ‘hüzün’ olduğunu anlayabilir miyiz eleme dönüşmeden?
Sahi, anlayabilir miyiz?!
Nedim İnce
Bodrum / 20. 09. 2021
Son Yorumlar