Alzheimer hastalığı, beynin ilerleyici fiziksel bir hastalığıdır. Birçok bulgusu yanında bunamanın yani demansın en yaygın nedenlerinden biridir. Adını 1906 yılında bu hastalığı ilk olarak tanımlayıp bir tıp dergisinde yayınlayan Alman Nöropsikiatrist Dr. Alois Alzheimer’dan almaktadır.

Bunamanın yani demansın tanımını yaparsak hastalığın önemi daha da anlaşılır olacaktır. Vikipedi’de aynen aktarıyorum: Demans (Latince de- “uzak” + mens (masdar mentis) “mantık”), düşünce bozukluğudur. Halk arasında bunama da denir. Demans, beyinde hasardan kaynaklanan ve ilerleyen bir bozukluk olup kişide yaşından beklenen beyin performansını gösterememesidir. Özellikle etkilenen bölgeler hafıza, dikkat, dil ve problem çözme alanlarıdır. Durumun ileri aşamalarında kişi zaman, yer ve kişi oryantasyonunu kaybeder. Artık hangi gün, hangi ay, hangi yıl olduğunu hatırlamaz, nerede olduğunu bilmez ve çevresindekileri, hatta yakınlarını tanıyamaz olur.

Bunamanın nedeni birçok hastalık gibi Alzheimer’da da yaşlılıkta ortaya çıkar. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar; daha çok Alzheimer hastası ile karşılaşırız. Bilim ve teknolojideki gelişmenin tıp alanına yansıması, ekonomik ve sosyal ilerleme, insan ömrünü uzatmakta, her geçen yıl artan dünya nüfusu ile yaşlı nüfusun hem sayısı, hem de nüfus içindeki oranı artmaktadır. Bu da daha çok bunamış insan, daha çok Alzheimer hastası demektir.

Dr. Banu Cangöz, 2008 yılında Turkish Journal of Geriatrics dergisinde yayımlanan makalesinde; “İlerleyici nörolojik bir hastalık olarak tanımlanan Alzheimer hastalığını, felsefi açıdan, insanın evrimi süresince doğaya karşı verdiği zorlu mücadelesinden galip çıkmasının talihsiz bir sonucudur” diye tanımlamaktadır.

Türkiye Alzheimer Derneği ülkemizde üç yüz binin üzerinde Alzheimer hastası olduğunu tahmin etmektedir. Dernek, gün geçtikçe artan yaşlı nüfusla doğru orantıda bu sayının daha da çoğalacağı, tıbbi bir sorun olmaktan hızla çıkıp, sosyal bir mesele haline geleceği tespitini yapmaktadır. O nedenle şimdiden farkındalığı arttırma, önlemlerin alınmasını sağlama çabalarını, ülkenin dört bir yanında açtığı şubeleri ile yaygın bir şekilde hayata geçirmeye gayret etmektedir.

İşte o şubelerden bir olan Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi’nin üretkenliği, gerek kent gerekse kendi alanında takdirle karşılanmaktadır. Yaptığı birçok etkinlik yanında kaba inşaatı tamamlanmış, bitmeye hızla yaklaşan, yapım süreci ve vereceği hizmetler açısından ülkede şu anda tek örnek olan “Yaşlılar Yaşam Merkezi”, çabalarının ne seviyede olduğunu yeterince göstermektedir.

Derneğin Mersin Şubesi’nin geleneksel haline getirdiği etkinliklerden biri Alzheimer Eğitim Kampı’dır. Program broşüründe “hastalar, hasta yakınları, hekimler, eğitmenler, gönüllüler ve gençleri buluşturan ruhsal doyum şöleni” olarak duyurusu yapılan etkinliğin 24-26 Ekim tarihleri arasında bu sene beşincisi gerçekleştirildi.

Gençlerin hastalarla kaynaştırıldığı, hasta yakınlarının konuşmacılarla buluşturulduğu, aile hekimlerinin hastalıkla ilgili bilgilerinin tazelendiği kamp, gerçekten katılanların “ruhsal doyuma” ulaştıkları bir şölen havasında geçti. Tabii ki bunun yanında bilgi dağarcıklarına birçok şey kattılar, üretmenin ve onu paylaşmanın, beraberinde dayanışmanın hazzını tattılar.

Mersin Şube Başkanı Prof. Dr. Aynur Özge, yönetim kurulu üyeleri, gönüllüler, gençler, katılımcılar insan sıcaklığını doyasıya yaşattılar, yaşadılar üç günlük kamp boyunca.

Dr. Özge ve arkadaşları, kendilerinden öncekilerden aldıkları, insana hele de artık yaşamını yardımsız sürdüremeyecek yaşlı insana, soylu bir davranış olan karşılık beklemeden hizmet etme bayrağını, büyük bir özveri ile dalgalandırmayı sürdürmektedirler.

Her türlü övgü ve takdiri hak ederek!..

Dr. Nedim İnce
Mersin / 01. 11. 2014