preload preload preload preload

Uluslararası Mersin Müzik Festivali


3rd Haziran 2014 Köşe Yazıları 0 Comments

“Bir millet sanattan ve sanatkârdan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz.”

Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleriyle başlıyor 13. Uluslararası Mersin Müzik Festivali’nin tanıtım kitapçığı.

Sanatın insanın, toplumun eksik kalan tarafını tamamladığı yazılır, söylenir makalelerde, söyleşilerde. On yıllarca önce Mustafa Kemal Atatürk’ün de bu tespiti yaptığını görüyoruz yukarıdaki sözlerinde.

Festivalin 8 yıldır sanat danışmanlığını yapan geçmiş dönem Devlet Opera ve Bale Genel Müdürü Remzi Buharalı da yine tanıtım kitapçığındaki yazısında “ sanat umudu yeşertir, sanatçı da ümidi besler” diyerek, sanatın bir başka yönüne vurgu yapmaktadır.

Avrupa Festivaller Birliği (EFA) üyeliğine de kabul edilen festival, kalitesiyle küresel bir etkinlik olduğunu tescil ettirmiştir.

Mersin’de bir avuç sanatseverin yıllarca süren coşkulu gayretleri 2002 yılında meyvesini verdi. İlk festival Mersin Kültür Merkezi Derneği tarafından gerçekleştirilmiştir. Tabii ki T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Mersin Valiliği, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Üniversitesi, alt birim belediyeler, Meslek Odaları ve derneklerin desteği ile…

Soma’da yaşanan ve tüm ülkeyi acıya boğan facia nedeniyle bu seneki festival bir hafta ertelenmiş ve bazı etkinlikleri iptal edilmiş olsa bile kalıcılığına gölge düşürmeden 30 Mayıs akşamı Adana Senfoni Orkestrası konseri ile yola çıkmıştır.

13,7 milyar yıl önce gerçekleşene büyük patlama ile kâinatta ışık ile birlikte ilk oluşan şey sestir. Ve insanın kendi bedeninde üretip dışarı gönderdiği ilk şey de ses oldu. Sese ritim kazandırdı ve bu da müzik oldu: yaşamını kolaylaştıran, güzelleştiren, zenginleştiren, daha da önemlisi de duygularını ifade etmede ve karşıya aktarmada önemli bir araç olan…

İnsanların neslini sürdürebilmesine, yarattığı müzik, büyük katkı sunmuştur. Sağladığı ritim hep birlikte avlanmasını, topluluğun gücünü bir yere odaklamasını mümkün kılarken, hissettirdiği coşku motivasyonu arttırıp, gurup bütünlüğünün harcı olmuştur.

Onüç senedir Mersin’de gerçekleştirilen festival müziğin bu özelliklerinden azade değildir. İnsanları bir araya getiriyor, hayatını güzelleştiriyor, bütünleştiriyor, bir eksiğini gideriyor, umudu besleyip, ümide çiçek açtırıyor. Mersinlilik ruhunu pekiştirirken bir yandan ülkemize ve dünyaya açılan bir pencere oluyor diğer yandan.

Sevgili Remzi Buharalı ile yaptığımız söyleşide festivalin etkisinin katılanlarla sınırlı olmadığı sonucuna vardık. Kentin sosyal iklimini etkilediğini, güzelleştirdiğini, ılımlılaştırdığını bunun da insanların kendini daha iyi hissetmesine yol açabileceği düşüncesini paylaştık. Kentlilik kültürünü zenginleştirirken, kente aidiyeti de güçlendirdiği kanısı güçlendi bizde.

Festivalin ölümsüzleşmesi kalitesi yanında katılımcılıkla mümkün olabilir. Kalitesi gittikçe artan festivale katılımcılığı da arttırmanın yollarından biri sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan bir kurulun hayata geçirilmesi ile mümkün olur kanısındayım. Bunun festival tabanını genişleteceği, kentin daha kapsamlı bir şekilde festivale sahip çıkacağı, salonların, etkinlik alanlarının dolmasına katkı sunacağı ve festivalin kurumsal yapısını güçlendireceği kanısındayım.

Festivale katılanların artması bilet ücretlerini de aşağıya çekme şansı yaratırken, ucuzlayan etkinliklere daha fazla insanın gelmesine de fırsat tanıyacaktır.

2002 yılından bu yana bu festivalde görev alan, gece gündüz demeden emeklerini esirgemeyenler, kente kattıkları ölçülemez güzellikler nedeniyle Mersin tarihine silinemez altın harflerle kazınmaktadır.

Tüm emeği geçenlere ne kadar teşekkür etsek azdır!..

Dr. Nedim İnce
02. 06. 2014

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email