preload preload preload preload

Çizgi Yorum


18th Nisan 2022 Köşe Yazıları 0 Comments

Haftalık yazılara okurlardan, dostlardan beni zenginleştiren, yazı konusunda derinleşmemi sağlayan yorum- katkı almam nadir değildir. Şükranlarımı sunuyorum.

Bir önceki ‘Çizgi’ başlıklı yazıya gelen yorum ve katkılar şimdiye kadar olanlardan daha fazla ve daha ayrıntılıydı. Birkaçını tekrar okumak için dosyaladım. Bir dostumun, bu yazının devamı var, değil mi, sorusu üzerine sadece kendim için yapmadığımın ayırdına vardım.

Şenay Topal’ın katkısıyla başlayalım:

“Yıllar önce bir arkadaşım kadere inanıp inanmadığımı sormuştu, ben de olabileceğini söyledim. O da: “Ne yani? Şimdi bir kitap var ve her birimimizin ne yaşayacağı orada mı yazılı?” diyerek hafif dalga geçmişti.

O zamandan beri bu soruyu kendi kendime sorarım, yaşım yeterince ilerlemiş olmasına rağmen halen tam yanıtını bilemiyorum. Yazınız bu konuyu bir kez daha düşündürdü. Hayatımızın çizgisini kendimiz ne kadar etkileyebiliyoruz? Elbette burada ruhani güçlerden, yazılı bir kitaptan söz etmiyorum, ama şunu da biliyorum ki kalem her zaman elimizde olmuyor, zaman zaman sürükleniyoruz. Bu da bana normal geliyor. Öbür türlü kendi kitabımızı kendimiz yazıp olacakları mı bekleyeceğiz? Bu da iyi değil. En iyisi karışık olan sanırım.”

Sırayı Taner Vidinligil alsın:

“Yaşamımızdaki daha önceden çizilmiş çizgiler, özellikle, şartlanma çizgileri bizi tutsak etmemeli. Aklımızın ve bilimin gösterdiği yollardaki kesikli çizgiler bizi iyiye, güzele, doğruya yönlendirmeli. Ancak o zaman bir kırlangıç kadar hür olabiliriz.”

Fahri Sezer’le devam edelim:

“Yazıyı okuyunca, tavukların yere tebeşirle çizilen bir çizgiyi geçemediklerini gösteren bir videoyu hatırladım. Çizgiler belki gerekli olabilir bazı durumlarda ama insanlara tavuk olmadıklarını da öğretmek gerekiyor demek ki…”

Süleyman Karataş demiş ki:

“Çizgi, doğduğum memleket. Nasıl da üzülüyorum yurdumda kavşaklardan geçerken. Hep aklıma yurtdışındaki kavşaklardan geçişim gelir. Öyle bombe filan da yoktur kavşağa girerken, durma ve etrafa bakma zorunluğu vardır. Kavşak içindekilere yol verme zorunluluğu vardır. Eğer senden önce diğer girişlere birileri gelmiş ise onlara önceliği zorunda olduğun için değil, belki de vicdanen veriyorlar. Sanki en önemli çizgi; vicdanınla çizdiğindir.”

Ethem Yaşar da kulak verelim:

Nedim’ciğim çeşitli konularda yazdığın yazılarla ufuk açıcı düşünme alıştırmaları yapıyor, okuyucuya da yaptırıyorsun, eline emeğine sağlık. Okuyunca bende hangi yan çağrışımlar yaptırdığına bakarak düşüncelerimi paylaşayım:

– Ana fikir çok oturaklı, meramı gayet güzel anlatıyor. Düşünsel gezinti yaptırdı.

– İki noktayı birleştiren en kısa çizgiye’ doğru’ derdik.

– Kişisel veya çokcası devletlerarası ilişkilerde kırmızıçizgiler var. Aşılması tecavüz sebebi görülüyor.
– Hepimizin rota oluşturan hayat çizgileri var.

– Çeşitli nedenlerle üstüne çizgi çektiğimiz insanlar olabiliyor.

– Hayat varoluşla (doğum) yok oluş (ölüm) arasındaki bir çizgi.

– Çizgiler düz, kırık, eğri, döngüsel (çember) olabiliyor.”

Mürsel Esirgemez bakın ne demiş:

“Çizilen çizgi içinde yaşamak kolayına gelir insanoğlunun. Çünkü çizgiyi çizen olmak cesaret ister, emek ister, fedakarlık ister. Ama gerçek olan şu ki; insanoğlunun gelişimi ve kazanımları hep çizgiyi kendi çizenlerin sayesinde olmuştur.” 

Şairlerle bitirelim mi yazıyı…

Behçet Necatigil:

“Adı, soyadı/ Açılır parantez/ Doğduğu yıl, çizgi, öldüğü yıl, bitti/ Kapanır, parantez.”

Ve Coşkun Karabulut:

Herkesin bir tavrı var yaşamda/ Kendi doğru çizgisinde akıp gider yaşamı/ Gülmek bir çizgi/ Ağlamak eğri çizgi/ Sevda yükselen/ Nefret alçalan çizgi/ Nazlı nazlı yürümek/ Ne güzel çizgi/ Kavuşmak sevgiliye/ Kesişen çizgi/ Okumak, incelmek hassas bir çizgi/ Vurdumduymaz olmak: o da bir çizgi/ Bir çizgiler demetidir yaşamak/ Ölüm: hepsinin üstüne bir çizgi.

Nefes aldığı sürece takip ettiği çizgiyi geliştirerek sürdürecek kişileri ardında bırakanlara ne mutlu çizgi…

Nedim İnce

Hasanbey /16. 04. 2022

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email